top of page
Ay Aşamaları

Günler Düşü - 08.02.2022

  • Yazarın fotoğrafı: Baran
    Baran
  • 8 Şub 2022
  • 2 dakikada okunur

ree

İlhan Berk’in “El Yazılarına Vuruyor Güneş” adlı günlüğü İlhan Berk şiirine karşı ufkumu genişletmekle ve imgeyi keşif/kavrayış üzerine olan maceram için beni heveslendirmekle kalmamış, günlüklere karşı da içimde bir tutku filizlendirmişti. Kendimi hiç günlük okuyan biri olarak hatırlamazdım fakat şimdi düşününce birçok ünlü şairin günlüklerini okurken bulmuşum kendimi, kaldı ki Türkiye İş Bankası Yayınları tarafından basılan Attila İlhan şiir kitaplarında en çok vakit geçirdiğim kısım daima Attila İlhan’ın şiirlerinin gizlerini araladığı “Meraklısı İçin Notlar” kısmı olmuştur. Demek ki ilgim yalnızca şiirin kendisine değil, şiirin düşünsel süreçlerinedir.


Anlamaya, çözmeye ve rasyonel kalmaya dair içimden bir türlü silinmeyen bu bilinci uyanık tutma sorumluluğu yolculuğu bana kalırsa bir okuyucu için şiirin ölümüne doğru gitmektedir. Anlam, özellikle şiirde -belki sadece şiirde ve belki de hiç değil, benim çatışmam budur- her şeyi bilinç ve kontrollü algı düzeyinde sınırlandırdığından algılayışın çeşitliliğine ket vurmaktadır. Bir yanda sınırlının konforu diğer yanda özgürlük diyarlarının tehlikeli ve günahkâr arayışları… Bu ikilem, eşyanın tabiatı. Bir noktada, ki bu nokta İlhan Berk’in zihnimdeki etkisinin şiddetlenerek arttığı bir noktaya tekabül eder, şiirde anlam kararsızlığını tamamen yenmiş olmalıyım ki şimdi şiir için belirsizlik ve buğuyu övüyorum, böyle şiirler yazıyor ve bunlarının elit bir şiir olduğuna inanıyorum. Nihayetinde gerekli emeği ve mesaiyi vermeden kimsenin taze soğan yetiştiremeyeceği gibi; emek, mesai ve anlayış olmadan kimse şiirden de aynı keyfi alamaz.

İlhan Berk’in günlüğünde etkilendiğim şeyler şiirin öteki yüzüydü ama belli ki günlük okumaktan da keyif alıyordum, şiir değil ama şair anlaşılmalıdır düşüncesi oturmuştu içime. Günler Düşü’nü yazma kararım, sesli bir şekilde olmasa da, ihtimal ki ta o günlere dayanır. Buna rağmen aslında Günler Düşü’nü şiirden ayrı, bir şairin değil bir insanın günlüğü olmasını hayal etmiştim. Nihayetinde bu günlüğü okuyan küçük kitlenin içinde düzenli olarak benim şiirlerimi okumuş HİÇ KİMSENİN olmaması benim kendi şiirlerime verdiğim referansların ve hatta bu referanslar üzerine kurduğum argümanların yalnızca benim için anlaşılabilir olması sonucunu doğuruyor. Aslına bakarsanız bu herhangi bir sorun teşkil etmiyor, ben zaten (03.02.2022 tarihli Günler Düşü tamamen bunun üzerine kuruludur) kendim için yazıyorum. Fakat sorun şurada başlıyor ki, ben zaten şiir hakkında ne düşündüğümü bunları yazmadan önce biliyorum.


Bu çelişkinin ortaya çıkışının ve devam edişinin sebebi; saat sabah 6, günlerdir (-Haftalardır? -Yıllardır?) uykusuz ve yalnızım, teslim olmaktan korktuğum depresyonlarım var. İnsan olmak torbası içinde tüm bu danışıklı dövüşleri, çelişkileri, belirsizlikleri ve hataları barındırıyor. Bunları düşünüyor olmak; bilinci uyanık tutma vicdanı, eşyanın tabiatı. Özgürlük diyarlarının tehlikeli ve günahkâr arayışlarına teslim olmadım.

 
 
 

Yorumlar


  • Instagram
  • YouTube

©2020, twentyfourthskyart

bottom of page