Magnessia'nın Ağacı
- Baran

- 5 Eyl 2020
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 8 Eyl 2020
Ulu Tanrı çocukları gibi sevdiği ve tüm ihtişamlarıyla büyüyüşlerine tanıklık ettiği bu çiçek ruhlara, o gün yaptığı son konuşmasında, yaşamın ve yaratımın nice sırrını bahşetmiştir. Böylece çiçek ruhlar yaratıcıları tarafından terk edilmeden hemen önce hepsi artık Tanrı kıvamına varmış 10 adet ruh olmuşlardı. Nihayetinde Ulu Tanrı buyurdu ve binlerce yıldız bir araya gelip yaratıcının üzerine bineceği, sonsuzluğa akan bir hüzme haline geldiler. Bu yaratıcılarının yeni tanrılara son dersiydi.
10 Cihan Tanrısı, yaratılışlarına uygun olarak kendi içlerinde meyil ettikleri görevleri devralmak ve paylaşmak üzere sonraları Göğün Toplantısı adını alacak toplaşmalarına başlamadan önce on birincileri ve en yaşlıları olan Seyyah’ı, gezgin ruhu, aralarına davet ettiler. Fakat Seyyah çağrıların hiçbirine yanıt vermedi, henüz hiç kimse Seyyah’ın yeryüzüne indiğinin farkında bile değildi. Böylece başladı Göğün Toplantısı.
Aralarında erki en kuvvetli olan Aris, Gök Bahçelerinin idaresini devralıyordu. Dünyanın ya da evrenin hâkimi manasında değil, zaten hiçbir Tanrı kibri bunu böylece kabul etmezdi. Yalnızca Göğün Toplantısını yönetecek isim o idi. Toplantı sona erdiğinde artık Kapellia güneşin, Prokion ayın, Akhernar toprağın, Arkturus denizlerin, Magnessia ormanların, Aris göğün, Rigel tarım ve bereketin, Alaphus her türlü zanaatin, Botia savaşın ve ölümün, Boria da barışın efendisiydi. Seyyah ise bundan böyle bu mecliste, tüm çağrıları reddettiğinden, Ara adıyla lanetlenmişti. Büyük toplantının bitişinin ardından Kapellia ve Prokion görev yerlerine çekildiğinde; Alaphus, Akhernar, Akturus ve Magnessia dünyaya gitmek üzere yola çıktıklarına Gök Bahçelerinde yalnızca Aris, Rigel, Botia ve Boria kalmıştı ki bir anda Aris göğü doldurdan bir çığlıkla yer küreyi işaret ederek bağırdı:
-İşte Orada!
Böylece tüm gözler önce keskin bakışlı Aris’e dikkat kesilip sonra bakışlarını Dünya üzerine çevirmişlerdi. İşte orada, dünyanın üzerinde, toplam 6 insan soyunun uyanmasını bekleyen Ara açıkça duruyordu. Boria Ara’nın lanetinin insan soylarına da sirayet etmesinden korkup bir çırpıda dünyaya iniverdi. Bu barışın yeryüzüne ilk adımını atışıydı, sonraları sık sık yeryüzünde gezinecek ama insanlığın hakimiyetini daima savaşın efendisi Botia’ya kaptıracaktı. Boria insanların bir anda uyanıp tanrılığın kudretinden korkacaklarını düşündü, bu yüzden Ara’nın yaptığı gibi haşmetli bir insan kılığına giriverdi. Buna rağmen çok heybetli ve gören herkesin saygı duyacağı bir surete sahipti. Bundan sonra dünyaya inen her Cihan Tanrısı kendini insanlara gösterecekken bir insan suretinde görünecekti.
Boria yeryüzünde Ara’yı bulduğunda ona şöyle seslendi:
-Ey lanetlerin efendisi, Ulu Tanrı oğlu Seyyah, Yeryüzünün Ara’sı! Şimdilik uyuyan fakat bir tanrının gözünde bir nefeslik zaman sonra uyanacak insanları rahat bırak ve lanetini onlara ortak etme.
Seyyah hiçbir hakarete cevap bile vermeden kim bilir hangi kılığa girerek kaybolup havaya ve toza karışıp çekip gitti. Akhernar dağları şekillendirmeye, toprakları düzenlemeye girişmişken Arkturus suların kendisine karışıp denizlere hükmetmeye çekildi. Magnessia her türlü ormanı ve çiçekleri güzelleştirir ve büyütürken Alaphus da yeraltı madenlerini işlemeye koyulmuştu. Bu sırada Botia da kardeşine eşlik etmek üzere yeryüzüne inmiş bulunuyordu. Böylece hem dünyanın yaratımının iyileştirilmesi hem de iki kardeşin, savaşın ve barışın insanları uyanana dek Ara’dan korumak amaçlı giriştikleri uzun nöbet başlamıştı. Savaş ve barış kılıçlarını yere saplayarak Botia Anadolu’nun batısında Boria Mısır’ın kuzeyinde uyanışı beklemeye ve insanları korumaya ant içerek nöbetlerine başladılar. Çok uzun süre geçmeden Magnessia soluğu Botia’nın yanında aldı ve kökleri Batı Anadolu’dan uzanıp göğü yaran ve başı Gök Bahçelerine varan koca ağacı büyüttü. Bu ağaç sayesinde insanlar doğduğunda onları Gök Bahçelerine götürüp rahatça büyütebileceklerini düşündü. Bu ağaç tanrılar tarafından Magnessia’nın Ağacı ismiyle anıldı ve hatta bu ağaç kesildikten yüz yıllar sonra bile burada kurulacak şehrin adı Magnessia olarak kalacaktı.





Yorumlar